Kategorilerİnanç

İbadetin Yalnızca Allah’a Olması: Tevhid ve Samimiyetin Önemi

Zümer Suresi 3. ayeti, Allah’a ibadet konusunda samimiyetin ve yalnızca O’na yönelmenin önemini vurgulayan derin bir mesaj taşır. Ayet tam olarak şöyledir:

“İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, ‘Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz’ diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.” (Zümer 3)

Bu ayet, İslam’da tevhid inancının merkezinde yer alan önemli bir prensibi, yani Allah’a yalnızca aracısız ibadet edilmesi gerektiğini hatırlatır. İnsanların Allah’tan başkalarına yönelip onları aracı yaparak ibadet etmeleri, bu inanç yapısının bozulmasına yol açar. Geçmişten günümüze kadar, farklı inanç sistemlerinde Allah’a yakınlaşmak için aracı kabul edilen varlıklar olmuştur. Fakat İslam, Allah ile kul arasında başka varlıkların girmesine izin vermez.

Ayette geçen “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” ifadesi, birçok insanın yaptığı bir yanlışı ortaya koyar. İnsanlar, Allah’a olan yakınlıklarını artırmak adına bir aracıya ihtiyaç duyduklarını zannedebilirler. Oysa İslam inancı, Allah’ın her kuluna sonsuz derecede yakın olduğunu ve aracısız bir ibadetin en saf, en doğru yol olduğunu öğretir.

Allah, herkesin içindekini ve niyetini en iyi bilendir. Bu yüzden, ibadetlerde samimiyeti ve sadeliği esas almak, kişinin Allah’a olan bağlılığını güçlendiren en önemli unsur olacaktır.