Gayb, insanın sınırlarını aşan, beş duyu ile algılanamayan ve sadece Allah’ın bilgisi dâhilinde olan bir kavramdır. Tarih boyunca farklı kültürlerde ve dinlerde gayba dair birçok farklı inanış ve yorum ortaya çıkmıştır. Ancak çoğu insan, gaybın varlığına inanmış ve onun anlaşılmasına dair bir arayış içinde olmuştur. Bu arayış, geleceği bilme arzusu ile yakından ilişkilidir. İnsanoğlu, belirsizliği ortadan kaldırmak ve gelecekte neler olacağını öğrenmek istemiş, bu istek bazen onu doğru yoldan saptıran inanç ve davranışlara sevk etmiştir.
Günümüzde de birçok insan, geleceğe dair bilgi sahibi olduklarını iddia eden kişilerin peşinden gitmekte ya da astroloji gibi çeşitli yollarla bu bilgiyi elde etmeye çalışmaktadır. Ancak, bu tür iddialar İslam dininde kabul görmeyen batıl inançlar ve hurafeler olarak değerlendirilir. İslam inancına göre, geleceğe dair bilgiyi, gaybı, sadece Allah bilir. İnsanların gelecekle ilgili kehanetlerde bulunmaları, İslam’ın temel ilkesi olan tevhid inancına ters düşer. Çünkü bu tür iddialar, Allah’ın kudretine ortak koşmak anlamına gelir ve bu da büyük bir sapkınlıktır.
Kur’an-ı Kerim’de gaybın bilgisine sadece Allah’ın sahip olduğu açıkça ifade edilmiştir. En’am suresi 59. ayette “Gaybın anahtarları O’nun katındadır. Onları, O’ndan başkası bilmez.” buyrularak, insanın sınırlarını net bir şekilde belirler. Allah’ın dışındaki varlıkların gaybı bilemeyeceği, insanın acizliği ve sınırlı bilgisiyle pekiştirilmiştir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed de bu konuda çok net uyarılarda bulunmuş, kendisinin bile gaybı bilmediğini açıkça ifade ederek, Allah’ın ilmi dışında kalan her türlü bilginin ancak zan olduğunu vurgulamıştır.
İslam dininde gayba iman, imanın temel esaslarından biridir. Ahiret, melekler, cennet ve cehennem gibi kavramlar gayb kapsamına girer. İnsanoğlunun bu bilinmeyenlere iman etmesi, onun inanç dünyasında derin bir yer tutar. Ancak gaybın bilgisini ararken İslam’ın sınırlarını aşan, akla ve dine aykırı olan yollara sapmak, insanın hem bu dünyada hem de ahirette hüsrana uğramasına neden olabilir.
Bununla birlikte, İslam’da kişinin gaybı tamamen öğrenme çabasına girmesi yerine, Allah’a tevekkül ederek, geleceğin bilgisini yalnızca O’na bırakması esastır. İnsan, dünya hayatında karşılaştığı olaylarda her zaman Allah’ın hikmetine ve kudretine güvenmelidir.