Hayatın akışı içerisinde her birimizin yaşadığı zorluklar, çile ve kederler, maddi ve manevi sıkıntılarla dolu anlar olması mukadderdir. Dünyada yaşanan bu türlü sıkıntılar, aslında hayatın bir gerçeği ve dünya imtihanının birer parçasıdır. Müminler olarak biliriz ki, hayat sadece mutluluk ve rahatlıkla değil, aynı zamanda sıkıntı ve zorluklarla da doludur. Bu denge, insanın manevi olgunluğa erişmesinde, imanını güçlendirmesinde ve Rabbine olan bağlılığını artırmasında önemli bir rol oynar.
Cenab-ı Hak, insanı bazen elindekileri alarak, bazen de fazlasıyla nimet vererek imtihan eder. Bu imtihanlar, müminin Rabbine olan güvenini, sabrını ve tevekkülünü ortaya koyar. İnsanın, karşılaştığı zorluklar karşısında gösterdiği tavır, onun imanının kuvvetini ve teslimiyetini de gösterir. Musibetler karşısında isyan etmek, kırıp dökmek veya kötü söz söylemek yerine, müminin yapması gereken öncelikle sabırlı ve metanetli olmaktır. Sabır, müminin en büyük dayanağıdır. Sabırla birlikte, sağduyu ve aklıselim ile hareket etmek, sıkıntının üstesinden gelmede önemli bir adımdır.
Mümin, yaşadığı her sıkıntıdan hem dünyasına hem de ahiretine yönelik dersler çıkarmaya çalışır. Bu dersler, onun hayatını daha bilinçli ve dikkatli bir şekilde sürdürmesine yardımcı olur. Benzer sıkıntılara maruz kalmamak için hata ve ihmallerini gözden geçirir, geçmişteki tecrübelerinden dersler çıkarır. Aynı zamanda, ilim sahibi ve tecrübeli insanlardan yardım alır, onların bilgilerine ve tecrübelerine başvurarak doğru yolu bulmaya çalışır. Ancak bu süreçte, müminin en önemli dayanağı, Allah’a olan tevekkülüdür. Tevekkül, müminin, tüm çabalarına rağmen sonucu Allah’a havale etmesi ve O’nun takdirine razı olmasıdır.
O hâlde, mümin, iyi günde olduğu kadar kötü günde de hayata tutunmak, zorluklar karşısında direnç göstermek zorundadır. Bu direnç, sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da olmalıdır. Mümin, Rabbine olan güvenini asla yitirmemeli, zorluklar karşısında O’ndan güç almalıdır. Çünkü mümin bilir ki, her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır. Rabbimizle aramızdaki bağı güçlendirmek, her türlü sıkıntının üstesinden gelmemizde bize en büyük desteği sağlar.
Özetle, musibetler karşısında müminin tavrı, sabır, metanet, sağduyu ve tevekkül ile şekillenir. Hayatın her anında, Allah’a olan güvenini ve bağlılığını koruyan mümin, sıkıntıların üstesinden gelmede de başarılı olur. Böylece, dünya imtihanını en güzel şekilde tamamlar ve ahirette de Rabbinin rızasına kavuşmayı ümit eder. Bu bilinçle, hayatın her anında Rabbimizle olan bağımızı güçlendirmeli, her türlü musibetten dersler çıkararak imanımızı daha da kuvvetlendirmeliyiz.